BİZ KİM OLDUK!..
Biz TÜRKLER en büyük özelliklerimizden olan saygı sevgi yardımlaşma ve birlik beraberliği maalesef kaybetmiş durumdayız.
Bir babanın, ananın davranışları evlatlara sirayet eder. Çünkü evlat için rol model öncelikle ailedeki bireylerdir. Toplumun önderleri ve onların bu ülkede dakika başı radyo, TV, Twitter, Instagram, Facebook vs. sosyal medya sayesinde sürekli verdikleri sözden dönen, akşam başka konuşan, sabah konuştuğunun tersini yapan siyasiler kanaat önderlerini gördükçe yeni yetişen Z kuşağı da onları normalleştirmeye başladı.
Nasıl olmasın ki... Dün arkasından demediklerini bırakmayan siyasiler en ufak bir menfaat için kendi dediklerini yalayıp yutarak hemen saf değiştirmelerini mi görmedik... Darağacında sallandıralım diye tüm kamuoyunun gözü önünde birbirine diklenen hukukçuların 180 derece dönerek kendilerine menfaat sağladıkları bir ortamda geçmişlerindeki fikirlerini ne çabuk değiştirdiklerini mi görmedik...
Sahi GERÇEKTEN FİKİRLERİ değişmiş midir, yoksa menfaat için köprü meselesindeki gibi kime ne demektedirler merak etmekteyim. Menfaat uğruna nemalanmaları gerektiğini anlayan kim varsa hemen saf değiştirmede üstümüze yok.
Peki biz millet olarak bunları göremeyecek kadar saf mıyız?.. Elbette hayır, ama burada bizi en fazla enterese eden insanların genç yaşlı demeden bu gibi manevralarla her gün, her saat karşı karşıya kalmalarından sebeple artık kaypaklığı, dönekliği, verilen sözden dönmeyi, emanete hıyanetliği, arkadaşlığı dostluğu bir tarafa bırakmış ve artık toplumsal değerlerimizden uzaklaşmaya başlamış olmamızdır.
En büyük tehlike de aslında budur. Kötü şeylere, yanlış şeylere büyüklerin verdiği tepkilere bakarak, toplum yanlışı artık kanıksamaya, onu sorgulamamaya başladığıdır. Aslında en büyük tehlike de burada, çünkü bu, toplumda AHLAKİ ÇÖKÜNTÜYE sebep oldu. Onun için herkes kendi adaletini sağlamaya adalet sistemine bırakmamaya başladı. Doktor dövenler, polisimize el kaldıranlar kadına şiddet uygulayanlar hep bu dejenere olmuş ahlakımızın bozulmasından kaynaklanmaktadır.
Eskiden töre, örf ve ananelerimiz ön planda olurdu şimdi menfaatlerimize göre her şeyi mubah kılma çabasındayız.
Uzun süreli dostlarımızı kardeşlerimizi en ufak menfaatleri uğrunda satmaktan geri kalmıyoruz vesselam, nedir bu hırs, nedir bu aymazlık. Dost dediğin kişiler kolay bulunmaz ilerde lazım olduğunda yanında kimsenin olmadığında anlarsın ancak, çünkü ben bilirim ki benim yanıma dostunu satarak gelenin beni de başkası için bir gün satacağını, bu yüzden o insana güvenmemem gerektiğini, gelenin anlından okuyarak kabul etmişimdir. Bu tür insanlarda en önemli özellikte şudur eğer fikirlerinden ters bir hamle yapacak ya da dostunu satacak biri bunu kafasına koymuşsa, o insanlar çirkin taraflarını ortaya çıkarana kadar toplumu ya da dostlarını tahrik eder ta ki ortaya çıktığında kurban rolü oynayabilmek için ne garip bir senaryo ki kendilerinden başka herkes buna inanır.
Nasıl davrandıkları için özür dilemek yerine, nasıl tepki gösterdiğin için özür dilemeni bekleyen çok insanlar tanıdık hayatımızda.
Rabbim böyle insanlardan önce güzel ülkemi, sonra da çevremizi eksik bıraksın. İyiliğin, güzelliğin, asaletin, mertliğin, delikanlılığın, hakkın, hukukun üstün tutulduğu bir nesil gelsin. Çünkü geleceğimiz hiç iç açıcı değil…