GAZZE YANGIN YERİ!.. İNSANLIK BAKTI, AHI AMERİKA'YI YAKTI…
ORTA DOĞU
Bu zalim gidişin ne ortası kaldı ne de doğusu,
Eldeki bayrakları Davud yıldızı, öterken borusu,
Ziftten vicdanları kurumuş, kalp ve beş duyusu,
Artık kopsun kıyamet, başlasın ahiretin sorgusu...
Turi Totales (Turan Aslantürk)
İnsanlığın içine düştüğü şu yeryüzü yangınını söndürecek, hak ve adaleti üstün tutacak yiğit liderler, vicdanlı toplumlar arıyoruz. Yeryüzü üzerinde güçlü olanın kendini haklı gördüğü, hak ve adalet kavramlarını kendi çıkarları için kullanıldığı bir dönemden geçiyoruz. Üstat Necip Fazıl Destan şiirinin mısralarında dediği gibi,
Öttür yem borusunu öttür, öttür borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Şiirde de bahsedildiği gibi zalim kullar; Allah’ın kefili olduğu diğer kulların rızkına, ırzına, canına, malına göz dikmiştir. İnsanlık adına tüm kırmızı çizgileri çiğnemiş Allah’ın azabını hak etmiştir. Rabbim azabını insanlara iki türlü gönderir.
Birincisi zalim, zalimliğinde haddi aştığında, bir diğeri de bu zalimlik karşısında kendisine tabii olan insanların tepki göstermemesi, susması, dolaylı bir şekilde her ne sebeple olursa olsun zalimin yanında yer aldığında. Biz inançlı Müslümanlarda zalim karşısında dik duramıyor isek hakkın üzerimize yağdırdığı felaketlerden nasibimizi alırız. Bundan kaçamayız. Bu durumun sayısız örneklerini tarihin tozlu raflarına baktığımızda görmekteyiz.
Avrupa’da orta çağ yangınlarında, yakın tarihimizde, yine Avrupa’dan başlayan tüm dünyayı yangın yerine çeviren I. ve II. Dünya savaşlarını görmekteyiz. Avrupalı haydutların coğrafi keşif adı altında Amerika’da yerli Kızılderili halkına yaptıkları soykırımlar, Afrika’daki mazlum milletleri nasıl köleleştirdikleri, insanlık hafızalarında tazeliğini korumaktadır. Son yüz yılda bu zalim, haydutlar Orta doğu coğrafyasında büyük bir mezalime imza atmaktadırlar. Allah’ın mazlumların ahlarını nasıl işittiğini ve zalimler karşısında nasıl intikam aldığına insanlık tarihi şahittir. Mevlâna Celaleddin-i Rumi’ye atfedilen mısralarda da dile getirildiği gibi;
Kula bela gelmez hak yazmayınca,
Hak bela yazmaz kul azmayınca,
Hak kuldan intikamı kul ile alır,
Dini irfan bilmeyen kul etti sanır...
Bugün; bir asırdır Gazze’de Filistin’de yapılan vahşet tüm dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Osmanlı bu toprakları terk etmek zorunda bırakıldığından beridir, buralardaki yetimlerin yüzü bir türlü gülmedi. Zalim vicdan yoksunu milletler yeryüzünün yer altı ve yer üstü kaynaklarını dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da orantısız güçleriyle sömürmüştür. İnsanlara sözde kendi uydurdukları insan hakları, demokrasi kılıflarıyla geldikleri yerlere kan ve gözyaşı getirmişlerdir. Bu zalimler, Arakanda, Eritre’de, Irak’ta, Bangladeş’te, Afganistan’da, Libya’da, Lübnan’da derken en vahşetini Suriye’de, Gazze’de, hep Müslümanlar üzerinde oyun kurdular. Yangını hep İslam coğrafyasında yaktılar. Bu zalimlerin hiçbir zaman kendi coğrafyalarına acı ve gözyaşı uğramadı. Zayıf mazlum milletlerin tek bir silahları vardı ellerinde, o da Allah’a sığınmak ve O’na güvenmekti. Yahudi devletini getirip orta doğunun en kutsal yerine kanlı bir hançer gibi saplayan bu zalimler yine bu Yahudi devletini koruyup kollayabilmek için tüm güçlerini Gazze Filistin, Suriye üzerine kullandılar. Buradaki insanlara hayatı zehir zindan ettiler.
Allah geçmişte Müslüman coğrafyanın bayraktarlığını yapmış, Osmanlı torunlarına bir kez daha yardım etmişti. Çünkü Orta doğu ve Orta Asya’daki, Afrika’daki, dünyanın neresinde olursa olsun zulme karşı, zalimin yüzüne “dünya beşten büyüktür” diye haykıran tek milletiz. Suriye’de oluk oluk akan Müslüman kanı bu coğrafyanın gerçek sahipleri tarafından durdurulmuştur. Bir anda bu zalimlerin oyunları başlarına çalınmıştır. Bugün Amerika Yahudi için Gazze’de Kudüs’te yaktığı yangının Allah’ın bir azabı olarak kendi topraklarında sellerle, fırtınalarla, önleyemediği yangınlarla mücadele etmektedir. Dünyanın mazlum milletlerinden çaldığı milyarlarca dolarlarının bir anda, bu yangınlarda kül olmasını seyretmekten başka elinden bir şey gelmiyor. Yine Üstat Necip Fazıl’ın Sakarya şiirinde dediği gibi,
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.
Mazlum yeryüzü sakinleri, bir kez daha Rabbimin dilemesiyle Türk Müslüman yiğitlerin hak ve adaletiyle tanışacaktır, İnşallah…