PARA POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK İSTEDİ

PARA POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK İSTEDİ

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Türkiye'deki para politikasının global ekonomideki gidişatla uyumlu hale getirilmesi ve piyasalara günlük müdahalelerin azaltılması gerektiğine dikkat çekti...

İzmir Ticaret Odası(İZTO)  temmuz ayı meclis toplantısı, oda binasında meclis başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleşti. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, toplantıda dünya, Türkiye ve İzmir ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu konuşmasında mevcut ekonomi politikalarıyla iş dünyasının beklediği öngörülebilirliğin mümkün olamayacağını vurgulayarak, halkın alım gücünün her geçen gün daha da düştüğüne dikkat çekti. Merkez Bankasının Eylül 2021’den bu yana aldığı kararların ülke ekonomisini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Özgener, sadece politika faizinin düşürülmesiyle beklenenin aksine krediye erişim zorlaşırken maliyetlerinin de yükseldiğini ifade ederek, Hükümete ekonomide politika değişikliğine gitme çağrısı yaptı.

MERKEZ BANKASI PARASAL SIKILAŞMAYA TEPKİ VERMELİ

Merkez Bankası’nın hem yurtiçinde beklentilerin üstünde artan enflasyona hem de yurtdışındaki parasal sıkılaştırmaya tepki vermesi gerektiğini ifade eden Özgener, aksi takdirde piyasalardaki dalgalanmanın boyutunun daha da artacağına dikkat çekti. Özgener, Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmek için politika faizini kullanmama yönündeki ısrarlı kararı ile global para politikası sıkılaşması ve yurtiçi enflasyon ortamında, Türkiye için makroekonomik olumsuzluklarını artırdığını dile getirerek, “Geçen aydan bu yana, Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlandı, enflasyon yükselirken, CDS oranlarının da rekor seviyelere çıktığını gördük” dedi. Bu durumun Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini büyük oranda yükselttiğinin altını çizen Özgener, “Yurtiçi faizleri sabit tutarak ivmelendirmeye çalıştığımız yatırım ortamını, ülke riskindeki artış ve döviz cinsi borçlanma maliyetindeki yükselmeyle kaybediyoruz. Piyasaların nakit akışına yapılan günlük ve haftalık müdahaleler de sabit faiz ortamının bir diğer sıkıntısı olarak karşımıza çıkıyor.10 aydır sürekli olarak benzer konuların altını çizerek paylaşıyorum. Çünkü mevcut ekonomi politikalarıyla iş dünyamızın öngörülebilirliği giderek azalıyor” diye konuştu. Mahmut Özgener, ülkedeki para politikasının global ekonomideki gidişatla uyumlu hale getirilmesi ve piyasalara günlük müdahalelerin azaltılması gerektiğini de dile getirerek, “Para politikasının, politika yapıcılar tarafından riskleri azaltacak, enflasyonun ateşini söndürecek, serbest piyasa koşulları içinde kalacak ve öngörü sağlayacak şekilde değiştirilmesinin önemli olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

İZTO Başkanı Özgener, doğrudan para politikası tepkisi olmadan ve enflasyon beklentileri kontrol altına alınmadan yapılan ücret artışlarının en düşük gelir grubunun enflasyona karşı kalıcı olarak korunamayacağını da vurguladı. “Enflasyonun her kesim açısından parasal bir ilüzyon olduğunu görmekteyiz” diyen Özgener, “Böyle bir ortamda gelir eşitsizliği artıyor ve ücretliler en çok zarar gören kesim oluyor. Sadece mutlak harcamalarındaki artışlara bakınca enflasyon şirketlere yarıyor gibi görünebiliyor ancak şirketlerin bu durumdan fayda sağladığına dair genellemeleri yanlış buluyorum. Bunu, son açıklanan bilanço değerlendirmeleri de teyit ediyor” şeklinde konuştu.

Son dönemde halkın alım gücünün yanısıra şirketlerin mali dengesinin ve uluslararası rekabet gücünün de azaldığına dikkat çeken Özgener, şunları söyledi: “Ülkemiz ekonomisinin en öncelikli sorunu enflasyon. Son 10 aydır yaptığımız bütün analizler enflasyon problemine doğru politika tepkisi verilmediği, zaman içinde tahribatın artacağı ve bu işin Türkiye ekonomisinde kazanan yaratmasının mümkün olmadığı şeklindeydi. Gelinen durum ve göstergeler bu analizleri teyit ediyor. Önümüzdeki süreçte gerekli politika değişiklikleri yapılırsa, kaybettiğimiz zaman ve rekabet gücümüzün telafisinin mümkün olacağına inanıyoruz.”

İZMİR’İN ÜRETİM VE SANAYİ GÜCÜ BİR KEZ DAHA TESCİLLENDİ

İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “17 Temmuz tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan mayıs ayı teşvik listesine göre Türkiye genelinde 824 yatırım teşvik belgesi verilirken, belge alan projelerin yatırım tutarı ise 29,6 milyar lira olarak hesaplandı. İzmir'den aralarında plastik, metal, otomotiv, ambalaj, tekstil, gıda, sağlık, mühendislik, lojistik, enerji, tarım, yazılım olmak üzere 44 şirket toplamda 46 yatırım karşılığında 572 milyon TL'lik teşvikten faydalanacak. Bu oran, Türkiye genelinin yüzde 1,9'una denk geliyor” dedi.

‘TOBB Sanayi Veritabanı'na kayıtlı verilerden derlenen ‘Sanayinin Liderleri Programı'nın açıklandığını hatırlatan Özgener, şöyle devam etti: “Bu sene ilki gerçekleştirilen çalışma sonucunda 2021 yılında, 2020'ye göre 4 bin üründen 2 bin 463'ünde üretim kapasitesi arttı. Sanayinin Liderleri Programı çerçevesinde iller incelendiğinde İstanbul, bin 809 ürünün her birinde sahip olduğu üretim kapasitesiyle ilk sırada yer aldı. İstanbul'u bin 28 ürünle İzmir, 772 ürünle Kocaeli takip etti. İzmir gıda, tütün ve rafine edilmiş petrol sektörlerinde birinci sırada yer aldı. İllerin üretebildikleri ürünlerin çeşitliliğinin göstergesi olan analiz sonucunda ise İstanbul 2 bin 621, İzmir 2 bin 300 ve Ankara ise bin 954 farklı ürün üretebilme kapasitesiyle ilk üçte yer aldı. Üretimle ilgili bu yeni açıklama, kentimizin üretim ve sanayi gücünü bir kez daha tescilledi.”

Dünyadaki ekonomik gelişmeleri değerlendiren Özgener, gübre tedarikinde sorunun büyüdüğünü ve enerjide de yüksek fiyatların gündemde olduğunu vurgulayarak tüm bu gelişmelerle birlikte batı dünyasının yeni enerji hattı arayışlarının sürdüğünü söyledi. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Özgener, “Haziran sonunda Bakü'de bir araya gelen Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan dışişleri bakanlarının görüştüğü Trans-Hazar uluslararası ulaşım rotasının Avrupa tarafından benimsendiği yönündeki haberleri okumaya başladık. Bu gelişmeler, ülkemizin hali hazırda sahip olduğu jeopolitik ve lojistik önemi daha da artırarak dünya için oldukça kritik hale getiriyor. Yeni lojistik rotalar kadar, yeşil dönüşümün dayandığı temiz enerji kaynaklarının kullanımı da sorunların çözümü açısından oldukça önemli. Temiz enerji yatırımlarına verilecek destekler ve tüm faaliyetlerimizi taşıyacak ölçüde ve verimlilikte geliştirilmesi için yapılacak inovasyon çalışmaları bu sorunların çözümü için atılması gereken önemli adımlar. Bu alanda, ülkemizin rüzgar enerjisinin yüzde 20'sine yakınını tek başına sağlayan ve 300 güneşli gün ile ciddi bir potansiyel taşıyan İzmir'imiz lider rol üstlenmeli. Aynı zamanda, üretim ve ticaret biçimlerimizde çevreye uyumlu tercihlerde bulunmamız ve karbonsuzlaşma için çalışmamız da yaşadığımız sıkıntıların hafifletilmesinde önemli adımlar olacaktır. İçinde bulunduğumuz bu konjonktürde, en yoğun ticari ilişkilerimizin olduğu, yeşil dönüşüm ve enerji geçişi konusunda Yeşil Mutabakatı ile birlikte dünyada öncü rol oynayan Avrupa Birliği ile iletişim halinde olmamız özel bir önem taşıyor” diye konuştu.

Özgener, geçen hafta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu'nun Brüksel ziyaretine, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar ile birlikte katıldıklarını hatırlatarak, bu konudaki sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde özellikle Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm çerçevesindeki projelerimizde, Avrupa Birliği iş dünyasının Yeşil Mutabakatın gerektirdiği düşük karbonlu çözümlere ilişkin tedarikçilerinden ve iş ortaklarından beklentilerimiz olacak. Yeşil dönüşüm konusunda iyi uygulama örneklerinin yer alacağı ‘Sen de Yapabilirsin' seminer serimiz çerçevesinde yeşil dönüşümünü tamamlamış Avrupa Birliği firmalarını davet ederek sizlerle bir araya getireceğiz. Avrupa Birliği'nden iş insanları ile üyelerimiz arasında yeşil dönüşüm odaklı B2B etkinlikleri de ajandamızda yer alan çalışmalar arasında olacak. Eurochambers çatısı altındaki Odaların eşleştirilmesi ile kentimizin sahip olduğu yeni proje, iş birliği ve yatırım potansiyelinin hayata geçirilmesinin önü açılacak. İzmir'in ve siz değerli üyelerimizin öncelikli konularına göre bir iş birliği kurgusu oluşturmak hususunda mutabık kaldık. Bu konudaki çalışmalarımızı en kısa zamanda planlayacağız.”

İZMİR BRÜKSEL EVİ İÇİN BAŞKAN SOYER'E TEŞEKKÜR…

Brüksel temaslarında en çok heyecanlandıran diğer bir gelişmenin "Brüksel İzmir Evi" ziyareti olduğunu ifade eden Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Brüksel İzmir Evi'nin ilk ziyaretçileri olduk. Brüksel İzmir Evi, kentimiz özelindeki ihtiyaçlara ve taleplere hızla cevap verme kapasitesine sahip. Ayrıca kentimizin tanıtımına da önemli bir katkısı olacağına inanıyoruz. Yarın Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanımız Ender Yorgancılar ve İzmir Ticaret Borsası Başkanımız Işınsu Kestelli ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer'i ziyaret ederek İzmir Brüksel Evi ile yapabileceğimiz proje ve işbirlikleri hakkında kendisini bilgilendirecek ve desteğini isteyeceğiz. Başkana İzmir için stratejik öneme sahip bir projeye imza attığı için teşekkürler ediyoruz."

Kategorideki diğer haberler