SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTA!..
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşadığımız iki büyük depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 50 bine yaklaştı.
Bilim insanlarının “yüzyılın felaketi” dediği depremi, televizyon ekranı sosyal medya ya da bilgisayar başından izlediklerimizle yorumlayabilme olayın büyüklüğünü ve derinliğini kavrayabilmemiz için yeterli değil.
Bu deprem 1999 Adapazarı, 2020 İzmir depremi değil... Orada depremler dar bir bölgedeydi ve insanlar nereye ulaşacağını biliyorlardı.
Bugün yüzlerce ilçe, köyler yollar yok oldu. Bölgede yaşanan deprem çok geniş ve çok kuvvetli bir deprem. Bunu, gördüğümüz manzaradan çıkartabiliyoruz.
Şehirler yok olmuş, soğuk hava şartları, 600 km’lik geniş kapsam alanı, şiddeti, süresi ve yıkılmış 10 bin ev nedeniyle yardımların ulaşması çok daha zor.
Devlet burada, lakin her yer yıkıldı. Hangi birine yetişebilir ki…
Ulaşılamayan geç kalınan yerlerin olması bu olayın doğası gereği çünkü enkazdan birilerini çıkarmak için eğitimli ve tam teçhizatlı insanlar gerekiyor.
Dünyanın dört bir yanından gelen arama kurtarma sayısı 34 bin iken yıkılan binalar için 600.000 eğitimli arama kurtarmacı olması gerekiyor, bu da pek mümkün değil.
Bölgede bulunan yüzlerce iş makinesinin binlerce enkaza müdahalesi zaman alıyor çok sayıda iş makinesinin batı illerinden bölgeye ulaşması da bir iki gün sürdü.
Nitekim aynı anda tüm binalara müdahale edebilecek bir devlet yok şu an dünyamızda.
Deprem oldu…
Yağmacılık oldu, peki yalancılık da yalan algı da neyin nesidir?
Amaç, toplumun kendisine ve devlete karşı güven duygusunu sarsmak, bireyleri yalnız ve çaresiz hissettirmek ve toplumsal travmayı artırıp kitlesel olarak kaos çıkarmak mı?
Küsmenin kırılmanın darılmanın anlamı yok ne ekersek onu biçeriz.
Bu sınav depremzedelerin değil, hepimizin sınavıdır!
Kendimize gelelim ’’hayatın çok kısa’’ olduğunu yoksa deprem bize hatırlatmadı mı?
Hem depremzede hem milletimizin hem de yardım ekiplerinin her şeyden önce morale motivasyona ihtiyacı var.
Acımız çok büyük,
Bırakın depremde aktif çalışmayı, bölgeye saatlik gezinti provakatif söylem ve kadraja girmenin dışında yapılan siyasi yorumlar eleştirileri hepimizi derinden üzüyor.
Milletimiz ferasetli bu kara günde bile, kendi acısını gömüp çalışmalara katılan vatandaşlarımız olmasına rağmen siyaset yapmaktan çekinmeyen kişileri de önce Allah’a sonra da milletimize havale ediyoruz.
Bu felaket yabancı bir ülkede olsa bölgeye kimse gitmeye cesaret edemezdi şehirler boşaltılırdı cesaret ve dirayetle “Kim var” demeden, sağına soluna bakmadan yayından fırlayan ok misali akın akın milletimiz deprem bölgesine aktı ama dışarıdan bakan halkına yabancı bir göz için bunun izahı çok zor.
Bölgede şu an en acil ihtiyaçlar çadır, konteyner, seyyar WC, Banyo, hijyen ürünleri, iç çamaşırıdır.
Nakdi yardımların koordinasyon açısından AFAD üzerinden gönderilmesi, ayni ve insani yardımlarında KIZILAY, İHH ve İNSAN Vakfı üzerinden gönderilmesi çok faydalı olacaktır.
Acımız çok büyük... İçimizde yanan bu ateşi birlik içinde hep beraber söndüreceğiz.
Gün birlik ve beraberlik günüdür. Allah, devletimize, milletimize zeval vermesin...
Rabbim birliğimizi, dirliğimizi ve beraberliğimizi daim eylesin.
Vefat eden canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil, yaralananlara acil şifalar niyaz ediyorum.