İmalat sanayisi dörtlü kıskaca girdi
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş iki haftayı geride bırakırken, petrol fiyatlarının 140 dolar sınırına dayanması, petrokimyasal ürünlerde öngörülemez ve dengelenemez fiyat artışlarını beraberinde getiriyor.
Başta plastik olmak üzere Polietilen (PE), Polipropilen (PP), Polivinil Klorür (PVC), Polistren (PS) gibi temel petrokimyasalları hammadde olarak kullanan sektörler fiyatlama yapmakta zorlanıyor.
SON BİR YILDA FİYATLAR İKİ KATTAN FAZLA ARTTI
Türk plastik sektörünün en büyük hammadde tedarikçileri arasında yer alan Batı Polimer’in Genel Müdürü Berat Güzelel, 2021 yılında küresel emtia fiyatlarındaki artışın yanı sıra, TL’nin değer kaybı ile Türkiye’de petrokimyasal ürünlerde Dolar bazında iki kattan fazla artış yaşandığına dikkat çekerek; “Ukrayna Savaşı sonrasında Rusya’dan petrokimya ürünlerinin ithalatının durma noktasına gelmesi Türkiye’de üretim yapan sektörleri ciddi şekilde zorluyor.” dedi.
Güzelel, yerli üretimin iç talebin ancak yüzde 10-15’ini karşıladığı petrokimyasal ürünlerin, imalat sanayisinde onlarca sektörde temel hammadde olarak kullanıldığını anımsattı.
“SATILAN MAL YERİNE KONAMIYOR”
Yüksek enflasyon, yüksek enerji ve girdi maliyetleri, yeniden yükselme eğilimine giren döviz kurları ve emtialarda küresel fiyat artışlarının etkisi ile imalat sanayisinin dörtlü bir kıskaca girdiğine dikkat çeken Batı Polimer Genel Müdürü Berat Güzelel şu değerlendirmeyi yaptı: Plastikten otomotive, tarımdan tıbbi malzemelere, kimyadan tekstile kadar onlarca sektörde hammadde olarak kullanılan petrokimyasal ürünlerde fiyat artışlarının nasıl ve ne zaman dengeye oturacağı belirsizliğini koruyor. Şubat ayı itibarıyla enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 55, üretici enflasyonunda yüzde 105’e ulaşmış durumda. Aradaki yüzde 50’lik makas, üretim maliyetlerinin hâlâ tam olarak fiyatlara yansıtılmadığını gösteriyor. Gerek bizler gerekse müşterilerimiz sattığımız malın yerine yenisini koymakta zorlanıyoruz. Sattığımız ürünü yerine koyarken daha yüksek maliyetlere katlanıyoruz.”
“YERLİ ÜRETİMİN TAŞIDIĞI KRİTİK ÖNEM DAHA İYİ ANLAŞILIYOR.”
Türkiye’de 2021 yılında 8,2 milyon ton petrokimyasal hammadde ithal edildiği bilgisini veren Güzelel, bu seviyenin 2020’ye göre yüzde 3,2 artış anlamına gelmesine rağmen, ithalat değerinin yüzde 57 artışla 14 milyar dolar olduğuna dikkat çekti. Aradaki makasın hammadde fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını sözlerine ekleyen Berat Güzelel, şöyle devam etti: “İhracatçı firmalarımızın binbir zorluklarla kurulan ihracat bağlantılarının riske girmemesi için hammadde tedariğinde sürdürülebilirliğin sağlanması şart. 2021 yılında %7,1 artışla 11,4 milyon ton plastik mamul üretimi yapan; AB ülkeleri içinde Almanya’dan sonra ikinci, dünya genelinde ise 7’inci sırada gelen, 45 milyar dolarlık değer yaratan, 350 binden fazla istihdam sağlayan dev bir üretim gücünden söz ediyoruz. Son bir yılda yaşadıklarımız, ülkemizde çok yetersiz noktada olan petrokimya üretiminin ne kadar kritik önemde olduğunu gösteriyor. Ülkemizde üretilen her kilogram petrokimya üretiminin, karşılığı olan dövizin cebimizde kalması anlamına geldiğini biliyoruz. Kamu otoritelerimizin sermaye kaynağına bakmaksızın, ülkemizde petrokimya sektörüne yatırım yapacak her şirkete özel teşvikler sağlaması gerektiğini düşünüyoruz.”