CHP KONAK İLÇE BAŞKANI GRUŞÇU EGE MANŞET GAZETESİNE KONUŞTU

CHP KONAK İLÇE BAŞKANI GRUŞÇU EGE MANŞET GAZETESİNE KONUŞTU

CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, Ege Manşet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Halit İlhancan’ın sorularını yanıtladı

 

CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, göreve seçilmesinden bu yana geçen yaklaşık bir yıllık süreçi ve İlçenin sorunları ve çözümleri hakkındaki düşüncelerini Genel yayın yönetmenimiz Mehmet Halit İlhancan’a anlattı.

 

Türkiye ve İzmir’in en büyük ilçelerinden biri olan Konak CHP Konak İlçe Başkanı olarak, Belediye Başkan adaylığı ve yaşanan corona süreci gibi bir çok konuda açıklamalarda bulundu.

 

M. Halit İlhancan: Kendinizden bahsedermisiniz Çağrı Gruşçu kimdir ?

 

Çağrı Gruşçu: İzmir’de doğup, İzmir’de büyüdüm. Bu şehirde büyüyüp eğitimimi gördüm. Daha önce İzmir’in yerel gündem 21 çalışmalarına katıldım. 2001 yılında rahmetli Ahmet Piriştina Başkanım ile başladığımız bir proje idi. 3 yıl birlikte çalıştık. Sonra 2004 yılından itibaren Aziz bey ile projeyi sürdürdük. Bu projenin devam etmesi, açısından Türkiye parlemantosunda, Gündem 21 temsil ettim. 2009 yılından itibaren Gündem 21 kent konseylerine dönüştü. İzmir’de aktif katılımlı, çözüp ortaklık, ilke hedefleri içerisinde İzmir Kent Konseyinin kuruculuğunu üstlendim. Bir dönem Grup başkanlığı, yürtme kurulu üyeliği yaptım. 2015 yılında gerçekleşen seçimle İzmir Kent konseyinin Başkanlığına seçildim. Bu görevi 5yıl yerine getirdikten sonra sivil toplum çalışmalarını halen sürdürmekteyim. Sivil toplumun içerisinde bulunan bir siyasetçi olarak, dinamikleri ile beraber oldum. CHP’ye 2008 yılında üye olduktan sonra eğitmenlik görevlerini üstlendim. Parti içerisinde çeşitli komisyonlarda görev aldım. 2014 yılın ilçe yönetim kurulu üyesi olarak bir dönem ilçe sekreterliği, 2 dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. 2108 yılında ilçe başkanı olarak görev aldım. Geçmiş dönemlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile birlikte çalışma fırsatım oldu. İzmir Tücaret odasında, 2015 İzmir EXPO sürecinde aynı ekipte beraber çalıştık. Kendisi o dönem benim genel sekreterliğimi yaptı. O dönemde İzmir’in tanıtımına katkı sunmak adına bu gün de partimizin iktidara kavuşması, bu iktidar mücadelesinde, doğru kulvarda yer alabilme adına mücadelemizi var gücümüzle sürdürüyoruz.

 

 

 

M. Halit İlhancan: 22 Aralık 2019 tarihinde yapılan seçimlerde ilçe başkanlığına seçildiniz. Geçen yaklaşık bir yıllık süreçi anlatırmısınız ?

 

Çağrı Gruşçu: Bir defa her şeyden önce biz, sizin bahsettiğiniz bu kongrede, şöyle bir iddia ortaya attık. Dedik ki bu kongre 100 yıl kongresi olsun. Neden çünkü Cumhuriyetin 100. Yılına doğru ilerliyoruz. Bu 100 yılda, artık, mevcut AKP iktidarının yapmış olduğu baskı ve tahribat iktidarının ortadan kaldırılabilmesi, Türkiye’yi savurdukları, bu karanlıktan aydınlığa taşınılabilmesi ve Cumhuriyetin demokrasi ile taçlanabilmesi adına çalışmamız gerektiğini düşünerek, bu kongreyi gerçekleştirdik. Sayın Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde bu düşüncelerle gerçekleştirdiğimiz kongrede ben bir iddia ve hedeften  bahsettim. Dedim ki; Genç kadrolar yaratmak üzere geliyoruz. CHP’nin çok önemli bir tarihi misyonu var. Bunu gerçekleştirebilmesi için nasıl1923’ten,1933’e ilk 10 yılda  15 milyon genç var. Yeniden 2023 yılında 15 milyon yeni genç kardeşimiz Türkiye’nin genel ve gerçekleştirmek ve aydınlığa kavuşturmak üzere geliyor.  Bu çok önemli bunu iyi okumak zorundayız. Bu 15 milyon yeni gencin, 8 milyonu yeni seçmen olacak. CHP bu genç kardeşlerimizin, mevcut ortam içerisinde işsizlik sorununu çözebilmek, hatta bilimde, sanatta, siyasetin her kademesinde bürokrasi ve diplomaside, çok önemli yöneticiler haline getirmek üzerine bir idial oluşturursa samimiyetle gençlerimize, ciddi anlamda CHP’in altı okundaki ilkelerin, günümüzde kollektif bütünlükle, harmandığı yeni bir ortam sunar ve onların bu algısını, Türkiye’nin geleceği için yeniden tasarlarsa, o zaman bu samimiyeti gösterecek ve inandırıcı olacak diye düşünüyorum. O nadenle CHP’nin bu tarihi misyonu ile genç kardeşlerimizin bundan sonra siyasette daha etkin olmalarını sağlamak için tüm argomanları kullanmak zorundayız. Artık eskimiş köhnemiş, siyaset yaklaşımından uzaklaşmak zorundayız. Türkiye yeni bin yıla girdi. Bu bin yılda, bazı şeyleri iyi algılayarak, hareket etmeliyiz. Mesala, birincisi önce gençlerimiz bu işsizlik batağından, kurtaracağız. Eğitimin son derece önemli olduğu bilinci ile onların tam anlamıyla,  eğitim hakkını, alabildiği bir ülke yaratacağız. CHP programında Eğitim ve diğer konularda gerekli, tüm argümanlara sahiptir. Biliyorsunuz CHP son kurultayında, bir belge hazırladık. Bu belge 2. Yüzyıla çağrı beyannamesi idi. Genel Başkanımızında ifade ettiği gibi,  Türkiye’nin önümüzdeki 100 yıl içerisinde oluşturacağı hedefler noktasında çok önemli projeksiyon sağlıyor. Bu belgede Türkiye’de hiç bir şekilde vesayeti kabul etmeyeceğiz. Bu uğurda her bedeli ödemeye hazır olduğumuzu, tüm dünyaya ilan ediyoruz. Ülkemizin üzerine düşen kara bulutları dağıtıp, çağdaşlığa ulaştırma karalılığını ortaya koyan bir kurultay yapıyoruz. Alınacak sonuçlarla biz Türkiye’de bütün insanlık değerlerini ayaklar altına alan sadece kendi çevre ve yakınlarını refaha kavuşturan sömürü düzenini değiştirme hedefini taşıyor ve bunu gerçekleştireceğiz. Eğitim ve sağlıkta, dış politika ve adalette Tükiye’de barış ve özgürlük ortamını yeniden yaratılmasında, ülkemizde vatandaşlarımızın yarın ne olacağım demediği, çocuğuna , pantolon alamadığı ve evladını okula yazdıramadığı için, intihar edenlerin olmadığı, artık yepyeni bir sürece başladığımız, açlığın ve yoksulluğun olmadığı bir Türkiye hedefliyoruz. O yüzden biz bunlar için o beyannameyi hazırladık. CHP yarın iktidar olsa, ki olacak ülkede tüm sorunları çözüme kavuşmasını sağlayacak her türlü argüman ve ekipmanı hazır ve çok güçlü kadrolarla geliyoruz. Biz de bundan sonra bu konuda çalışmalara başladık. İlçe başkanlığı olarak en iyi şekilde anlatacağız. Konak ilçe olarak, sokak örgütlenmesi çalışmalarına başladık. 111 mahallemizin, tamamında her sokakta, bulunan 400 seçmenimizi bir mahalle temsilcisine emanet ediyoruz. Her temsilcimiz, tüm hanelere girerek, evlerde bulunan genç, yaşlı, engelli, kadınlar, emekli ve öğrencilerle iletişim kuruyor. Böylece her evdeki hassasiyeti gözetleyeceğiz. Herkesin sorunlarını tespit edeceğiz. Her ne sorunları varsa CHP onların yanında olacak. Yarın nasıl bir ülkede uyanmak istiyorsunuz sorusuna verilecek cevabın tamamını bu çağrı beyannamesinde ifade ettik. Bu sözleri yerine getirecek kadro ve güce sahibiz. Türkiye ekonomisi hiç içi açıcı değil, Biliyorsunuz damat bakan çıktı ne dedi; Dolarla işiniz mi var dedi. Kendisine sormuştum yine soruyorum. Bu ülkenin dolarla işi var. Esnafımızın bir çoğu ithal mal kullanıyor ve alışverişini dolarla yapıyor. Halkımızda bu alışverişte dolar kuru üzerinde ihtiyacını görmek zorunda kalıyor. Satılan ve alınan ürünlerden zarar ediyorlar. Her ülkenin parası ile iş yapılıyor ve ne yazık ki ülkemizin parası değer kaybedip, düşük kalıyor. İstanbul’a ihanet ettik diyenler, buraların kupon arazilerini parsel parsel, Katar emirinin annesine satarken, biz şunu farketmemişiz ki, Yüksek kurdan ötürü, o satılan toprakların katma değerlerini kimler kazanmış şimdi bunu çok daha iyi anlıyoruz. İşsiz sayımız 10,5 milyon, iş başı yapamayanlarla 15 milyon üzerine çıkmış, 39 milyon insanımız yoksulluk sınırının altında kalmış ve o kadar komik ki salgın döneminde işsizlik sigortası fonundan 2 milyon çalışana 1.168 lira maaş bağlanmış ve her sektörde sokakta geçimin sağlayanların sayısı 6 milyon kişi yani toplamda 18 milyon vatandaşın işi yok. Elektrik ve suyunu ödeyemeyen çok sayıda vatandaşımız var. Bir bakan diyor ki; Kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar diyorlar kimin cebinde bu paralar var. Algı yaratan gündem değiştiren bir yönetim var. Halktan ne kadar kopuk olduklarını, sadece saray hükümeti olduklarını gösteren verilerdir bunlar. Halkın cebine girecek bu paraları, siz bu gün faiz lobilerine ve tefecilere teslim ettiler. Ülkenin bütün topraklarını, yabancılara sattılar. Türkiye’nin elinde üretim yapan bir fabrikası kalmadı. İthalat yapıldı ancak ihracat yapamadılar. Tarımı bitirdiler. Çiftçi ve köylü yarın bankaya olan borcunu nasıl ödeyeceğim derdine düşünüyor. Bunlara rağmen hiç ümitsiz değilim. Türkiye çok güçlü bir ülkedir. Bütün bu sorunları çözüp, üretecek güce sahiptir. Elimizdeki imkanları iyi kullanırsak, ülkemiz geleceğe umutla bakabilen bir ülke haline gelebilir. Daha aydın bir durum hep birlikte tahsis edilebilir. CHP kadroları ile yepyeni bir anlayışa, kavuşturacak her türlü imkana sahibiz. Yok edilmiş adaleti yeniden tecelli ettirmek ve ülkemizde barışın ortadan kaldırıldığı, yeniden tahsis ve özgürlükleri yeniden getirebilmek için hep beraber çalışmak zorundayız. Yeni bir seferberlik ortamı yaratacağız. Türkiye’nin süratla üretime geçtiği, yeniden tesislerin ve fabrikaların açılabildiği bir ortamı yakalamak zorundayız. Bunu başarabilecek güce ve kaynağa sahibiz.  Nasıl ki Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan kalkınma hamlesi ile ülkemizin dört bir yanına yayılan, bir ülke inşa ettiysek, sorunların üstesinden yine geleceğiz.

 

 

Mehmet Halit İlhancan: İzmir’in en büyük sorunlarından biride Kentsel dönüşüm, bu konuda Konak Belediyesi bir proje hazırlayarak, askıya çıkardı. Bu konuda ilçe Başkanı olarak bakış açınız nasıl ?

 

Çağrı Gruşçu : Gültepe çok uzun yıllardan beri beklenen her türlü imkanları ile nezih bir kent yaratacak planlar önce Konak ardından Büyükşehir Belediyelerimizin meclisinden onay ile geçti. Burada temel hassasiyet, uzun yıllardır çivi çakılmamış, bakımsız ve eski kalmış sağlıksız, ortamlara dönüşen bütün konut stoğunu yeniden geliştirecek bir plan oluşturuldu. Burada yapılması esas olan şey vatandaşlarımızın haklarını savunabilecekleri, ama bir yandan da, böylesi bir planın, ayağa kaldırılarak her kesimin desteğini sağlamak zorundayız. Çünkü depreme dauanıklı olmayan, eski ve yıpranmış yapıların dönüşüme ihtiyacı var. Sayın Konak Belediye Başkanımız göreve geldikten sonra bu işi çok iyi biliyor. 20 yıllık birikimi ve tecrübesi ile bu işin garantörüdür. Bu süreçte yapılmış olan planın en etkin ve verimli bir şekilde, hayata geçmesi için tek dileğimiz Gültepe halkımızın, buna kula vererek, bu süreçe destek olmasıdır. Bir takım farklı düşünce ve planları sekteye uğratmak isteyen buradan kendisine prim sağlamaya çalışacak kişilerde olacaktır. Maalesef, her durumda bu görülür. Ben inanıyorum ki, bunlarla ilgili hemşerilerimizin sağduyu içerisinde belediyemizin politakalarını baz alarak, elbette eksik ve eleştrilecek şeylerde olabilir, hep birlikte katılımcı bir anlayış ile bu planların sağ salim yerine getirecek birlikteliğe ihtiyacımız var. Konak ve Gültepe çok uzun süredir bu planaları bekliyordu. Şimdi artık elde edilecek durumun takip edilmesi ve bu sürecin tamamlanması bekleniyor.

 

 

 

 

Mehmet Halit İlhancan: İlçe Başkanlığı sonunda Belediye Başkan adaylığı gibi bir düşünceniz var mı ?

 

Çağrı Gruşçu : Siyaset hedef işidir. Ama biz mevcut görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye ve layıkı ile yapmaya gayret gösteriyoruz.  Çünkü ben Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi parti içi siyaseti liyakat ile yapılması gerektiğine inanıyorum Biz bu görevi layıkı ile yerine getirebilirsek, Parti örğütümüz istek ve talep ederse, bu partide bizi her göreve getirebilir. Bir CHP’li olarak benim bir hedefim var. O hedefte Cumhurbaşkanı olmaktır. Bunu neden söylüyorum. Çünkü her CHP’linin hedefi olmalıdır. Çünkü partinin her görev için yetişmiş her kesimden insana ihtiyacımız var. İktidar olduğumuz zaman bu yetişmiş olan insanlar layıkı ile yapacaklara ihtiyacımız var. O yüzden CHP’li olarak her partilimizin düşünmesi gereken Cumhurbaşkanlığını makamını şimdiden hedefe koymuş durumda, önemli olan elimizdeki görevi yerine getirerek Türkiye’nin kadrolarında etkin şekilde yer olması gerektiğini düşünüyorum.

 

Mehmet Halit İlhancan: İzmir Kent Konseyi başkanlığı döneminiz oldu, Bu çalışmalardan bahsedermisiniz ?

 

Çağrı Gruşçu : Başkanlık döneminde Kent Konseyi çalışmalarında değişim ve dönüşüm yaparak tüm Türkiye’ye bir örnek olduk. Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve platformunun üyesi olarak, tüm ülke takdir ile izledi. Bu süreç içerisinde konseyin öze dönüşümünü yarattık O dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu’nun yeni bir konseyiyaratma düşüncesi içerisinde tüm imkanlarından arındırılmış, Büyükşehir’in personel, aydi ve nakdi destek çalışma ortamı gibi durumları asgari düzeye, çekilmiş olması, Kent Konseyimizin öze dönüşümünü gerçekleştiği bir dönemdi. Daha esnek ve sivil bir kuruluş düşüncesi ile yola çıktık ve başardık. Yaptığımız çalışma projelerle ödüller kazandık. 13 proje 10 sürekli eğitim programı, 4 eylem planı 2 ana plan çalışması ve Büyükşehir belediyemizinde, gelecek vizyonunu oluşturacak planlama çalışmalarını tüm Kent Konseyi üyelerimizle birlikte sürdürdük. Kadın, Çocuk ve engelli meclisleri ile yaptığımız çalışmalar, örnek olacak çalışmalardı. Engellilere yönelik yapmış olduğumuz, engelsiz ilaç projesi ile “Altın Havan”ödülü, aynı zamanda, GİSFEST ( Genç İzmir Festivali) kapsamında gençlerimiz teşvik ödülü aldı. Yerel kalkınma stretejisini geliştirdiğimiz, İzmir’in 8 ilçesinde, 600 köylüye ulaştığımız, “İstridye mantarı köy tezgahında” projemiz ile  insanlarımızın, ve üretilerimizin, pazarlardan kendilerine, bir aile bütçesi oluşturmalarını sağladık. Keza yaptığımız çalışmalarda İzmir Turizminin çeşitlenmesi projesi kapsamında bir ana plan projesi hazırladık. İzmir’in 2030 vizyonu cerçevesinde ulaşım ana planı çalışmasına katkı sunduk.  Genç bir ekip ile bir başka projemizde ise Sağlık Bakanlığına milyonlarca dolara mal olan hareketli protez kol gibi hareketli protez kolların çok daha uygun maliyetlerle üretilmesini sağladık. Çok güzel işler başardık. Bu süreç bize lider suntaları üzerinden yapılacak siyaset yerine kollektif bütünlük ile yapılacak her türlü üretimin kente ve ülkeye çok katkısı olduğunu gördük. O yüzden Ülkemizde siyaseti yorumlarken artık bu noktadan yorumlamak, sivil toplum ve meslek odalarının, gönüllü kuruluşların, Üniversitelerin, kentin dinamiği olan, muhtarlarımızın, herkesin bir araya geldiği kollektif ve bütünlükle düşünen bir siyaset, anlayışına doğru yelken açmamız gerekiyor. Kent konseyleri bunu bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bizden sonrakilerinde bunu başaracaklarını düşünüyorum.

 

 

Mehmet Halit İlhancan: Corona süreçi yaşadığımız şu günlerde ilçe teşkilatı olarak çalışmalarınız hakkında bilgi verirmisiniz ?

 

 

Çağrı Gruşçu : Bu süreçte biz bütün halkımıza dokunmak için gayret gösterdik. Biliyorsunuz güzdüzleri ilçemizin nüfusu 2 milyona olan kalabalık bir ilçe yani koca bir şehir, böyle olunca sorumluluğumuz artıyor. Ülkemizin içinde yaşadığı ekonomik buhran, işsizlik sorunu had safhada işe kavuşturmak ile yapacakları mülakatlarla iş ve işvereni bir araya getiriyoruz. Bunu da başarıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz “İşimiz var” projemiz ile şu ana kadar 290 vatandaşımızı hangi görüşten olursa olsun işe yerleştirdik. Bunun dışında bir çok mahallemizde, ülkenin kentin her bölgesine sosyal yardımlar sağladık. İzmir Büyükşehir Belediyemizin gerçekleştirmiş olduğu 55 bin gıda kolisinin yanında Konak Belediyesi tarafından 15 bin erzak yardımı, 65 yaş üstü vatandaşlarımıza yapılan yardımların yanında Vefa grubu ile yapılan çalışmalar ile sağlanan destekler ile birlikte Konak ilçemizde çok ciddi bir gıda ve erzak yardımında bulunduk. Aynı zamanda tüm vatandaşlarımızın kentsel sorunları ile ilgili çalışmalarda bulunduk Konak Belediyesi ile yaptığımız bu çalışmalarda sokalarda muhtarlarımızla görüşerek sorunların çözümü ile ilgil çalışmalar gerçekleştirdik. Corona sürecinde önemli olan tedbir almak, 14 altın kuralı yerine getirmek gerekiyor. Bunun için bilgilendirme ve bilinçlerdirme çalışmalarını mahallelerimizde gerçekleştirdik. 1 milyona yakın ilçemizde maske dağıtımı yaptık. Bu çalışmalarla Konak halkının sağlıklı bir biçimde bu süreci atlatmasıve önlemlerini alarak en iyi şekilde bu süreç sonunda sağlıklarına kavuşmaları için elimizden gelen tedbiri aldık. 

 

 

Mehmet Halit İlhancan:  İlçedeki muhtarlara gerçekleştirdiğiniz ziyaretlerde hediye ettiğiniz Atatürk büstü, tepkiye neden olmuştu. Bu konuda neler söylemek istersiniz ?

 

Çağrı Gruşçu : Bu olay yandaş medyanın son derece abartığı ve doğru olmayan bilgiler ile insanımıza, algı operasyonu, yaptığı bir konudur. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetimizin ve aynı zamanda partimizin kurucusudur. Türkiye’nin Anadolu toprağında başlatmış olduğu mücadelenin emsalsiz Başkomutanlarından biridir. Bu süreçte biz hiç bir zaman Mustaf Kemal’i tartıştırmadık ve tartıştırmayacağız. Bu gün bu konuda bize laf söyleyen bütün AKP’lileri aynaya bakmaya davet ediyorum. Atatürk üzerinden siyaset yaparak kendilerine prim yapmaya çalışıp, algı oyunları yapanların, tekrar bu konuda kendilerini muhakame etmeye davet ediyorum. Kendileri Mustafa Kemal Atatürk dendiğinde her defasında medya organları üzerinden Atatürk’ün ihanetçi olduğunu, söyleyenler değilmiydi. Ayasofya’nın açılışnda dahi Atatürk’ün ihanetçi olduğunu söyleyen kendi Genel Başkanları idi. 10 Kasım’da ayakta dikilmeye gerek yok diye çıkıp zamanında ifade eden kendi Genel Başkanları değilmiydi? Fatih Sultan Mehmet Han’ın kılıçla alıp, Mustafa Kemal Atatürk’ün anahtarını bize teslim ettiği İstanbul’a, ihanet ederek Cumhuriyetin bize emanet ettiği toprakları felsah, felsah satarak, Atatürk’e dil uzatanlar, bunlar değilmiydi? Beraber yürüdük biz bu yollarda diyerek, terör örğütleri ile yan yana yürüyüp, iktidarda kalma mücadelesi, içerisinde birilerini piyon ederek, Cumhuriyetin temel, değerlerini bir bir sarsanlar, ve Atatürk’ün emanetlerini ortadan kaldırmaya çalışanlar, bunlar şimdi neyi konuşuyor. Atatürk üzerinden algı oluşturmaya çalışmak, onun mirasını yok etmeye çalışmak ile eş değerdir. Bizler maalesef, kürsülere çıkarak Mustafa Kemal Atatürk’ün anlayışını, düşünce ve ilkelerini anlatırken, aslında yüzümüze, sahte Mustafa Kemal, maskeleri takarak, onu tartıştıranlara, karşı durmalıyız. Maalesef Atatürk’ten bahsedip, eylemde, onun ilke ve idaellerini, ortaya koymayan bir anlayış, bugün Atatürk’ü tartışmaktan öteye gidemez. İşte o yüzden bu tartışmalar bu mirası yok etmeye çalışanların son derece abartığı, popilist bir yaklaşım ile Atatük’ü siluet üzerinde değerlendiren bir anlayıştır. Mustafa Kemal sadece siluet  değildir. Evrensel felsefesi ile tüm dünyaya, Türkiye’nin dört bir yanında yer alan tüm yurttaşlarımızın daha müreffeh yarınlar yaşamasını sağlayacak ve ülkemizi muhassır medeniyetler seviyesine çıkarmak için mücadele eden son derece önemli bir önder, büyük bir liderdir. Biz onu asla tartıştırmayacağız. Onun izinden ve yolundan giderek ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine hep beraber taşıyacağız. Bu konuda yapılacak olan, küçük hediyeliği verdiğimiz, muhtarımıza giderek çok güzel bir duvar büstü hediye ettik. Kendisine dedik ki; Mustafa Kemal Atatürk sadece bir siluet değildir. Onu okuyup anlayasınız diye, size nutuk hediye ediyoruz dedim. Okumadığını söyledi. Söz verdi okuyacağım diye, umarız kendiside bunu çok daha iyi algılar ve bütün vatandaşlarımıza okumalarını tavsiye ediyorum.

 

Mehmet Halit İlhancan: Son olarak Gruşçu soyadınızın ne anlamı olduğunu açıklarmısınız ?

 

 

Çağrı Gruşçu : Anadolu topraklarında insanımız, soyadı kanunu çıktığında nüfus müdürlüklerine koşmuşlar. Herkes kendi soyadını kendisi, anlatıp söyleme adını yazdırmak için, nasıl söylenirse o şekilde  yazdırmışlar. Benim soyadımın anlamı Kuruşcu’dur. Ama söylenirken Gruşcu diye söyledikleri için Nüfus Müdürüde öyle kaydetmiş. Yıllar içerisinde düzelttirmeyi düşünmüyormusunuz dediler. Ben düşünmüyorum dedim. Çünkü soyadımın Türkiye’de bir benzeri yok. Akılda kalıcı olmasının avantajlarınıda yaşadım. Güzel bir soyadım var.

 

 

Kategorideki diğer haberler